Mersin ve İlçelri Kültürel Web Tanıtım Sitesi
  Ulusal Bağımsızlık Savaşı
 
Ulusal Bağımsızlık Savaşı

Mersin'in ingiliz ve Fransızlar Tarafından işgali

Ünlü bir iktisat tarihçisi:"Ekonomik çıkarlar neredeyse, asker ve savaş oradadır" diyor. 1 .Dünya Savaşı ekonomik nedenlerle çıkmıştı. Savaş sonucunda yenik düşen ülkelerin öncelikle ekonomik alan-larına ve kaynaklarına el konuldu.

30 Ekim 1918, yer, Limni adasının Mondros limanında demirli İngiliz Agamemnon zırhlısı. 1.Dünya Savaşı sonlarında yenik düşen Osmanlı İmparatorluğu heyetine, İtilaf Devletleri adına Ferik Amiral Sir S.A.G. Calthrope, 25 maddelik bir Mun'akit Mütâreke-Nâme imzalatmaya zorluyordu.

Tarih kitaplarımızda "Mondros Mütarekesi" olarak geçen bu sözde ateşkes anlaşması gerçekte 600 yıllık bir imparatorluğun siyasi ve ekonomik egemenliğini sona erdiren acı bir belgeydi. Sömürge imparatorlukları bu belgeyle yetinmediler. Şubat 1919'da Paris'de toplanarak Batı Anadolu'yu Yunanistan'a vermeyi kararlaştırdılar. Bundan böyle tükenmiş imparatorluğun kalbi olan Anadolu, dört bir yandan işgale başlanacaktı.

17.12.1918 günü sabahı İngilizler Mersin'i işgale başladılar. Ş.Develi bu işgali şöyle anlatır: "Saat 9'da Mersin iskelesine yaklaşan bir filikadan çıkan İngiliz Subayı, iskele komiser muavi¬nine bir zarf vererek gemisine dönmüştür. Mutasarrıf Galip Bey, Hükümet Konağı'nda Jandarma Bnb. Hüseyin Hüsnü, Emniyet Komiseri Hüsnü ile toplantı halindeydi. Tercüme edilen ingiliz subayının getir¬diği mektupda "Ateşkesin 7. maddesi uyarınca ve son anlaşmaya göre asayişi sağlamak amacı ile Kilikya'nın işgaline Mersin'den başlanacağını, çıkarmanın istasyon yakınlarındaki iskeleden yapılacağını, Osmanlı idaresine ve memurlarına karışılmayacağı, işgalin geçici olduğu, halkın heyecana kapılmaması ve herhangi bir karşı koyma sorumluluğunun idare amirlerine ait olacağı bildiriliyordu ve "iskele civarı meydanlığı, İngiliz fabrikaları, istasyon binası ve Amerikan Kolejinin işgal edileceği, gerekli tedbirlerin alınması" isteniyordu.

Saat 10 sularında Yzb.Mehmet Selahittin Han'ın Müslüman Hint bölüğü Alman iskelesinden çıkarak İngiliz fabrikasına yerleşmişlerdi. İşgalin ilk günleri olaysız geçmiştir. İşgalin başında bulunan Bnb.Bak, Mutassarrıf Galip Bey ile irtibat kurmuş ve yönetime karışmamıştır. İşgalci İngilizler karar¬gahlarını Amerikan Koleji binasına kurmuşlar ve Üstg.Arthur komutasında istasyonda bir kontrollük tesis etmişlerdir. Olaysız geçen 16 günden sonra 2.1.1918 günü Yrb.Romieu komutasında Fransız işgal askerleri ve Ermeni Lejyon alayı Gümrük iskelesinden çıkarak Taşhan'a yerleşmiş ve işgale katılmışlardır. Fransız işgal kuvvetlerini Ermeni gönüllüleri; Taşhan, Araplar köyü, Hristiyan köyü ile Zeytinlibahçe'de çadırlara, Tunuslu ve Cezayirli askerler de askeri kışlaya ve Müftü Medresesi'ne yerleşmişlerdir.
12.11.1919 tarihinde İngiliz kuvvetlen çekilmiş ve işgalci olarak Fransızlar kalmıştır. Fransız işgal komutanlığı 19.1.1919 tarihinde yayınladıkları emirname ile Baş Administratör olarak Alb. Bremon'un Adana'ya ve Guvarnör olarak Bnb. Anfre'nin Mersin'e atandığını bildirmiştir. Anfre, hükümet konağının salonunu çalışma yeri olarak kendisine ayırmıştır. Fransız konsolosluk memurlarından Mardiros Dellalyan'ı tercüman. Deniz Subayı Tilçer'i Gümrük Kontrolörü, Üstg.Salandrı Belediye sorum¬lusu, Başçavuş Patini'yi Komiserliğe, Yd.Tgm.Yakupyan'ı Jandarmaya ve Hapet Tulumcuyan'ı Maliyeye atamıştır.

Guvarnör Antre, Mutasarrıf Galip Beyden idare amirleri ile çeşitli cemaat mümessilleri ile tanıştırılmasını istemiş ve Tahrirat Müdürü Salim, Muhasebeci Kanbur Cemal, Tapu Müdürü Lazkiyeli Şükrü, Tahsilat Müdürü Mehmet Latif, Nüfus Müdürü Ziya, Evkaf Müdürü Hulisi, Ceza Mahkemesi Reisi Osman, Bidayet Mahkemesi Reisi ve Kadı Tahsin, Gümrük Müdürü İhsan, Jandarma Komutanı Bnb.Zühtü, Emniyet Komiseri Hüsnü Beyle tanıştırılmıştır. Guvarnör Anfrei'nin önerisi üzerine hayır • cemiyetlerinin kurulmasına başlanmış, ancak "Türk" adına tahammül edemediği için kurulmak istenilen Türk Hayır Cemiyetinin adı evvela Cemiyetül islamiyetül Hayriye ve sonradan değiştirilerek İslam Hayır cemiyeti ismini almıştır. Cemiyet başkanlığına Müftü Abdullah, ikinci başkanlığına Ahmet-Ergelen ve Galip Hasip ve üyeliklere Ziya - Yalaz, Dr.Hayri - Tolunay - Ömer Lütfü - Kutay, Niyazi - Develi, Hacı Yusuf Ağazade Tahsin, Hıdıroğlu Ali Beyler seçilmişlerdir. Cemiyetin bilinen toplantı yeri Yeni Camii odasıydı. Bu arada Jandarma Komutanı vekili Yzb.Haydar, Bl.Komutanı Galip, Jandarma Katipi Ali Rıza, Ziya, Dr.Hayri beylerden müteşekkil gizli bir cemiyet daha kurulmuş ve Tarsuslu Palancı Mahmut Ağa'nın evinde toplanarak işgale karşı koyacak çalışmalarda bulunuyorlardı.

Başka cemiyetlerde kurulmuştu. Cemiyetül islamiyetül Arabiyetül Hayriye, Cemiyetül İslamiyetül Hayriyetül Şiiye ve lslami cemiyetlerin dışında; Birleşik Ermeni cemiyeti, Rum cemiyeti, Ortodoks ve Marunilerin Arap Hristiyan cemiyetleri, Musevi cemiyeti, Kürt yardım cemiyeti."

Mersin'de Kuvayi Milliye Hareketinin Kuruluşu
A. Demirtaş bu olayı şöyle anlatır: "Sivas Kongresi'nde (4-12 Eylül 1919), Mustafa Kemal'in Heyeti Temsiliye Başkanı sıfatıyla, yerel örgüt temsilcileriyle yaptığı görüşmeler sonucunda yerel örgüt¬lerin tümü, Rumeli ve Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında toplanması ve milli güçlerin birleştirilmesi kararlaştırılmıştı.

Bu karardan sonra yurdun her yerinde olduğu gibi İçel'de de milli örgütler, çalışmalarını bu büyük kuruluşun birer şubesi olarak devam ettirmeye başladılar. Böylece tüm askeri güçler ve halk milisleri (çeteleri) Milli Kuvvetler adıyla birleştirilerek, düzenli bir ordu disipliniyle görev yapmaya başladı.

Mustafa Kemal, Kolordulara gönderdiği gizli emirde hangi Kolordunun hangi bölgelere, nasıl yardımda bulunabileceği bildirilmişti. Buna göre işgal altındaki Doğu Kilikya bölgesine Ankara'daki 20.Kolordu'nun kuzeyden, Konya'da bulunan 12.Kolordu'nun batıdan yaklaşım yaparak yöredeki Milli Kuvvetleri hazırlayacaklar ve gereken desteği vereceklerdir.

Bu talimata göre Konya'daki 12. Kolordunun Binbaşı Hüseyin Hüsnü Bey başkanlığındaki subay grubu Gülnar, Ermenek ve Anamur ilçelerini dolaşarak halkla temaslar kurdular ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin Gülnar, Mut, Mağara, Silifke ve Kelolukyöre şubelerini açtılar. Milli Kuvvetlerin oluşmasını sağladılar, hareket planını hazırladılar. Bu çalışma ve hazırlıkların bitirilmesinden sonra mağara bucağından hareket edilerek, İçel'in doğusuna doğru ilerlemeye başladılar (20 Şubat 1920). Kaza merkezi Erçel idi.
Mersin ve Tarsus'un kıyı va ova bölgeleri tamamen işgal altında bulunduğundan, Batı İçel'den sağlanan Milli Kuvvetler, bir düzen içerisinde İçel'in dağlık kesiminden doğuya doğru ilerleme ortamı bulabiliyorlardı. Mağara, Silifke, Güzeloluk, Yağda, Sorkun ve Tepeköy güzergahından Efrenk'e (Arslanköy) ulaşılabildi. 1 Mart 1920'de burası işgalden kurtarıldı.

Mersin - Tarsus Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri

Arslanköy işgalden kurtarıldıktan sonra Teğmen Nail Bey burada Arslanköy Müdafaa-i Hukuk Heyeti'ni oluşturdu. Başkanlığa Ali Yıldırım (Çolak Ali) getirildi. 20 Mart 1920'de Belenkeşlik'de Tarsus Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur. Başkanlığına da Hacı İshak Ağa getirilmişti.
25 Mart 1920'de Mersin Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Çavuşlu köyünden Hıdır oğlu Ali Efendi başkanlığında bir heyet seçilmiştir.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Çavuşlu köyünden Hıdır oğlu Ali Efendi başkanlığında bir heyet seçilmiştir.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyeti temsiliye Başkanı Mustafa Kemal Paşa, Mersin Sancağı'nın da Büyük Millet Meclisi'nde temsil edilmesi için 5 milletvekilliği için 4 aday gönder¬miş, birisini de Mersin halkının seçmesini ve sonucunun acilen, 23 Nisan 1920 tarihine kadar ulaştırılmasını istemiştir. Mersin işgal altında olduğu için, aday seçiminin Elvanlı'da olması, hazır bulu¬nan 40 kusur kişinin oyu ile Ziya (Eraydın) Bey seçilmiştir (3 Nisan 1920).

Daha sonra Kurtuluş Savaşı için hazırlıklar yapılmaya başlanmıştır. Müdafaa-i Hukuk Üyeleri Gözne'ye gelerek ve Muhtar Maraşlı Ali Efendi'nin de fikri alınarak, sonradan vali konağı olan bina 10 yataklı bir hastane şekline getirilmiştir. İçel'deki Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri'nden istenen yardımlar da gelmeye başlamıştır. İlk kez 1 Haziran 1920'de Silifke'den 1.350 liralık yardım ulaşmıştır. Bu yardımlarla sağlanabilen silah, cephane, giyecekler dağ köylerinin belirli merkezlerinde depolanmıştır.

Mersin - Tarsus Cephelerinde Yapılan Savaşlar

Savaş düzeni olarak Mersin - Tarsus bölgesi üç bölüme ayrılmıştır. Alata deresiyle Deliçay arası Mersin grubunu; Deliçay ile Tarsus Çayı arası Tarsus grubunu; Tarsus Çayı ile doğusu da Kavaklıhan grubunu teşkil ediyordu. Milli Müfrezeler (birlikler) bu alanlarda yerleşerek savaş düzenini alacaklardı.
Heyeti Temsiliye'nin talimatı üzerine Tarsus grubundaki müfrezeler şunlardır:Bozkurd Müfrezesi, Tarsus Gençler Müfrezesi, Selçuk Müfrezesi, Demirbaş Müfrezesi, Tozkoparan Müfrezesi, Gökbayrak Müfrezesi, Süvari Müfrezesi, Göçüklü Karahacı Müfrezesi, Polat Ağa Müfrezesi, Incirgedikli Derviş Ağa Müfrezesi, Kamberlihöyüklü Veysel Çavuş Müfrezesi, Eminlik'den Molla Nasuh Müfrezesi, Karayaylalı Müfrezesi, Berdan Müfrezesi, Semil Çavuş Müfrezesi, Efeler Müfrezesi, Karafaki-Arslanyürek Müfrezesi, Urfalı Mehmet Müfrezesi, Kurbanlı Akış Ağa Müfrezesi.
İşgal kuvvetleriyle Kuvayi Milliye arasında Mersin grubunda Başnalar, İçmeler, Subendi, Emirler, Kızılyar, Mezitli ve Arpaçsakarlar savaşları yapılmıştır.
Tarsus gurubunda ise Eshabıkehf, Hacıtalip, Bağlar ve Karadırlik Kavaklıhan grubunda da Karboğazı ve Kavaklıhan savaşları yapılmıştır.

20 Aralık 1921 Ankara Antlaşması İmzalanıyor

Asker ve silah bakımından Milli kuvvetlerimizden kat kat üstün olan Fransızlar, Mersin, Adana, Urfa, Antep ve Maraş gibi geniş bir cephede tutunarak Ermenilerle ortak bir devlet hayali içindeydiler. Fakat Milli kuvvetlerimizden beklemedikleri çetin bir gerilla savaşı karşısında umutsuzluğa kapılarak verdikleri ağır kaybı daha da büyütmek istemediler. Fransa'daki iç siyasi çekişmelerde savaşı bırakıp çekilmeyi gerektirdiğinden, önce Ankara'da kurulan yeni Türkiye devletini tanıdılar.
Fransızlarla başlayan temaslar ve görüşmeler sonucu 20 Aralık 1921 tarihinde Ankara'da Franklin Bouillon ile Fethi Okyar arasında Ankara Antlaşması adıyla bilinen bir antlaşma imzalandı. Ankara Antlaşması, özerk bir yönetime sahip olmasını öngördüğü İskenderun Sancağı dışında, bütün Kilikya'nın, bu arada Mersin ve İçel'in Türkiye'ye bırakılmasını öngörüyordu."
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol